Dolla
Morte, kendini (kasıtlı olarak) kötü filmler çekmeye adamış olan Bill Zebub’un
11. Filmi. Dolla Morte filmini diğer yönettiği filmlerden ayıran özelliği ise
filmi oyuncaklar ile çekmiş olması fakat akıllara özellikle film için
tasarlanmış oyuncaklar, maketler veya diğer prodüksiyon ıvır zıvırları
gelmesin, film için kullanılan oyuncaklar yönetmenin arkadaşları tarafından
temin edilmiş. Filmlerde, dizilerde vs. daha önce de rastgele oyuncaklar,
maketler kullanılmıştır, en bilinen hatta ana akım denilebilecek örnek ‘’Action League Now’’ mini
dizisidir.
2001-2002 yılları arasında Nickelodeon kanalında çocuklar için yayınlanan bir stop-motion dizi olan ‘’Action league Now’’ dikkatli
izlenildiğinde çokta çocuklar için yapılmış gibi durmamaktadır (aynı şirket, Ren and Stimpy adlı uçuk çizgi filmlerin
şahını da çocuklar izlesin diye yayınlamıştır). Filmin çekimlerinin büyük
bölümü ormanlık alanda yapılmış (!)
Oyuncu
olarak oyuncakları, mekan olarak ta ormanlık arazi kullanarak bütçeyi sıfıra
indirmiş gibi gözükse de filmde yine de harcanmış bir emek vardır (!!)
Yönetmenin diğer filmleri gibi bu filmde başından sonuna kadar Kitsch unsurlar içermektedir zira filmin
başında, kendisinin King Diamond olmadığını iddia eden King Diamond oyuncağı bu
filmin bir ‘’parodi’’ film olduğu söyleyerek filmin açılışını yapar. Filmin Kitsch oluşu öyle olduğundan değil öyle
olması gerektiğinden dolayıdır, neden böyle diyorum çünkü 2000 sonrası
retro/vintage ürünlerde hayli bir artış olmuştur, sadece lokal dükkanlar değil
büyük şirketler de bu gidişatta ilerlemiş ve yıllardır sundukları modern hatta
post-modern zırvalıkları soluk renkli retro/vintage ambalajlarına sokup sunmaya
başlamışlardır. Bunun sonunca ortaya ne modern ne de retro/vintage olarak
değerlendirilebilecek bir çöplük ortaya çıkmıştır. Yeni dönem retro/vintage
sevicileri (aah), bu durumdan gayet hoşnut olacaklardır ki bu zamana kadar
şikayet ettikleri bir şey duymadım. Ölmüş olan pek çok hizmet (!!!) tekrardan
bu kitlenin dolaylı olarak da diğer her türlü tüketicinin önüne tekrardan
ısıtılıp sunulmaya başlandı, en son ısıtılan ölü hizmetlerden biri ise
kasetlerdir, kapalı olan birkaç kaset fabrikası yeniden faaliyete geçmiş
durumdadır. Fakat icraatlara
bakıldığında arzulanan şey yalnızca içi boş görsellikten ibaret olduğu
görülebilir, bu da bir pop dönemdir gelir geçer.
Bu
dönemin sıklıkla başvurulan video efekti ‘’eski video kaset bozukluğu’’ demek
yanlış olmaz, bu teknikle (!!!!) sıvanmış veya tamamen analog şekilde çekilmiş
leblebi gibi klipler bulunmakta. Eskitme efekti tabi ki de yeni bir şey değil
ele ayağa düşmesi yeni bir şey, bununla birlikte savunulan bir olgu var ki o da
nam-ı değer ‘’Do It Yourself’’ oluyor
ama görünürde hiçte öyle bir durum söz konusu değil, ‘’D.I.Y.’’ ekmeğini yeme
durumu söz konusu. D.I.Y. a göre herkes bağımsız ve özgün şekilde üretimini
(müzik, film vs…) gerçekleştirebilmekteydi, günümüzde özgünlük ve bağımsızlık
yalnızca isim olarak aktif olmaktadırlar. Do it yourself kendisini ‘’bakın ne
güzel de yapamadım’’ a bırakmıştır, vakti zamanında filmciler, maddi ve teknik
sıkıntılar yüzünden günümüzün şartlarında ‘’komik’’ sayılabilecek tabiri caizse
ucuz ve abartılı işler ortaya çıkarmışlardır (kesinlikle aşağılama veya hafife
alma değildir dediğim gibi dönem şartlarının elverişliliği ile ilgili bir
durumdur), ilerleyen zamanlarda çekilen parodi filmlerde ise bu durum pek çok
kez işlenmiştir. Günümüzün dikiş tutturamayan yönetmenleri (!!!!!) filmlerinde
veya kliplerinde kasıtlı olarak ve parodi amacı gütmeden (hataları)
kullanmaktadırlar, aralarında iyi işler olsa da çoğu ne yazık ki iticilik
barındıran acınası işlerden oluşmaktadır, fakat bu işler direkt olarak kendi
hedef kitlesine (yeni dönem retro/vintage sevicileri) sunulduğundan ve hedef
kitle bunlar için yanıp tutuştuğundan ilerleyen zamanlarda da bir düzelme
görülmeyecektir.
Nefret
söylemimi bir kenara bırakırsam bu film gerçekten bir parodi filmidir
(yönetmenin diğer filmleri gibi) parodinin parodisi değil. Bill Zebub filmlerinde
abartının dozajını kaçırıyor olsa da filmleri hiçbir şekilde sırıtmamaktadır.
Bu filmin konusuna gelirsek aşırı derecede havada bir film olduğundan doğru
düzgün konusu anlaşılmadığı için yönetmen filmin sonuna filmin konusunu anlatan
bir metin eklemek zorunda kalmıştır. Filmde izleyicileri; İsa, Papa, Bush,
Hitler, Terminator, Kazıklı Voyvoda gibi tipler beklemektedir. Filmin sonunda
yazan metini direk aktarıyorum:
‘’Cliff
Notes – In case you need some elements of the story explained…
In
this story, the president wanted to be immortal, To be become immortal he would have to become
a vampire, To be become a vampire he would have to drink the blood of first
vampire, The first vampire was jesus, and his blood needed to be sipped from
the unholy grail,
Jesus
Antichrist
Vlad
Dracula had owned the golden chalice and kept it in the town square as prof that
he was a great ruler – no one dared to steal it, But after his death, the otoman
empire kept it as a trophy, and that was the reaon fort he crusades – to win
back the grail, over the centuries, the truth of the grail’s significance was
forgotten by all but the few – the men who belonged to secret orders…
The
president was such a man, and he invaded the otoman empire while pretending
that it was for other reasons, movement of the relic caused rifts in time to
appear, and vlad came through to defend the grail – others also passed through
the gate, the ink of fear is the blood of christ – his blood has caused more
fear and death than any other cause in human history. The hero mistakenly
thought the ink of fear was the ink from octopus – that is why he yelled ‘’boo!’’
at the octopus (to make it spray).’’
Az bütçe az mekanla kurtarılmış bir film olmuş zannediyorum nereden baksan içinde yaratıcılık asla yok denilemez kullanılan meşhur isimleri bir kenara bırakırsak amacının filmde yok olması galiba yönetmen biraz fazla sıkılmış, ama bu canı sıkılanlar gibi yaratıcı filmler bekliyoruz açıkçası (yılıda içine katarak hesap ediyorum). Retro /vintage kısmı ne kadar doğru pek anlamadım burayı ama filmin böyle bir beklenti içine girdiğini zannetmiyorum ki zaten filmin kafası seksenlerin karmaşık zihinlerindeki gibi ama tamamen katılıyorum retro/vintage konusuna tabiri caizse ısıt pişir ye modeli(çok can sıkıcı bir konu).Film kapital ürünleri ve popülist kişileri kullandığı için böyle bir yanılsama yapmış olabilir mi sizce?
ReplyDeleteYönetmenin diğer filmlerinde de kapital ürünleri ve pop kişiler kullanmışlığı var ama durum şu ki adam çizgisi bozmadan (çizgisini kendi oluşturmuş diyemeyeceğim) işlerini yapmaya devam ediyor, bir şu janr'ın birde şu janr'ın ekmeğini yiyeyim gibi bir düşüncesi yok en azından, günümüzde yerleşik bir akım olmadığı için isteyen istediği tarza kafasına göre işler yapıyor ama sadece yapmak için yapıyor ve öyle kalıyor. Bill Zebub'un filmleri çok mu güzel hayır ama kendisi bu filmleri sadece yapmak için yapmıyor, mersiler.
Delete